2023 yılının sonuna yaklaşırken, yıl içerisinde yaşanan gelişmelere bakıldığı zaman, özellikle ekonomik anlamda çok büyük ülkelerin bile etkilendiği, tam bir ikilem içerisinde geçen bir yıllık süreç olduğu görülmektedir. Dünya genelinde birçok merkez bankası, resesyon ile enflasyon ikilemi içerisinde kararlar alırken, Türkiye’de ise genel seçimlerin ardından ekonomi yönetiminde alınan sıkılaşma kararı ile ön plana çıktık.
Bilindiği gibi Mayıs ayında ülkemizde bir genel seçim meydana geldi. Bu seçimlerin ardından oluşturulan yeni Cumhurbaşkanlığı Kabinesi’nde, Maliye Bakanlığı koltuğuna geçen Mehmet Şimşek ile birlikte, Türkiye ekonomisinin yeni yol haritası da çizilmeye başlamıştı. Alınan kararlar ile birlikte dezenflasyon tesis edilmeye çalışılırken, bu politikadaki en önemli hedeflerin başında da uluslararası rezerv birikiminin sağlanması geliyordu.
Merkez Bankası rezervleri 26 Mayıs tarihinde 98,5 milyar dolar olarak açıklanmıştı. Alınan ekonomik tedbirler ve uygulanan para politikaları neticesinde ise, Merkez Bankası rezervleri 24 Kasım tarihi ile birlikte tarihinin en yüksek seviyesine ulaşmış oldu.
Rezervler için 8 Aralık haftasına baktığımızda ise bir önceki haftaya oranla rezervlerimiz 1 milyar 225 milyon dolarlık bir artış sonrasında, 141 milyar 374 milyon seviyesine ulaşarak rekorunu tazelemiş oldu.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanlığı’na atanan Hafize Gaye Erkan ise göreve başladığı günden itibaren sıkı bir çalışma temposuna girerek, bu rezervlerin rekor kırmasında büyük bir öneme sahip. Öyle ki, yapmış oldukları uygulamaların başında gelen, bankacılık sektöründeki varlık yükümlülüklerinin Türk Lirası cinsinden tutulması ve tasarruf ağırlıklarının da yine Türk Lirası cinsinden arttırılmasına yönelik aldığı kararlar bu sonucu doğurmuş oldu.
Yeni ekonomi modeli ile birlikte, Merkez Bankası da sadeleşme sürecine girmişti. Bunun ilk adımı olarak da Para Politikası Kurulu’nun açıklamış olduğu ilkelere bağlı kalınarak, TL cinsinden mevduatların arttırılması ve Kur Korumalı Mevduat (KKM) katılımlarını da azaltacak birçok adıma imza atıldı. Bu sadeleşme süreci için ise ilk somut adım 25 Haziran tarihinde atıldı. Bu adıma göre, menkul kıymet tesis oranları yüzde 10 seviyesinden yüzde 5’e düşürülmüş oldu.
28 Ağustos tarihine gelindiğinde ise, KKM uygulama talimatı, TCMB tarafından bankalara gönderilmişti. Bu karar ile birlikte, vadeli TL mevduat hesaplarına gerçek kişilerce gelecek döviz dönüşümleri için yüzde 10, TL cinsinden kur korumalı mevduatlar için minimum yüzde 50, geçilecek Türk Lirası mevduat hesaplarının vadesinin ise 32 gün olarak belirlenmesi sağlandı.
Hem ticaret hem de tasarruf anlamında Türk Lirası’nın daha aktif kullanımı açısından da Eylül ayı itibari ile ciddi adımlar atılmaya başlandı. 18 Eylül tarihinde alınan kararlar ile birlikte, TL mevduatlarının toplam mevduat hesapları içerisindeki payının yükseltilmesi adına çalışmalar yapıldı ve aylık hedefler yüzde 2’den yüzde 2,5 seviyesine yükseltildi. Bu süreçte kredi akışının da rahatlatılması adına ihracat kredileri başta olmak üzere KOBİ kredilerinde de fatura muafiyet sınırında düzenlemeye gidildi. Bu düzenleme sonrasında fatura muafiyetleri 50 bin Lira’dan 250 bin Lira’ya çıkarılmış oldu.
Ülke gündemini en meşgul eden konulardan birisi de, politika faizi konusu oldu. 2023 yılında yüzde 8,5 olarak belirlenen politika faizinde, her ay yapılan toplantıların ardından toplamda 3150 baz puan artış yapıldı ve politika faizi yüzde 8,5’tan yüzde 40 seviyesine çıkarıldı.
Piyasalarda uzun süredir politika faizinde meydana gelen düşüşten sonra, yeni yönetimin almış olduğu faiz arttırımlarının ardından, piyasada da hareketlenmeler meydana geldi. Öyle ki, beklentilerin üzerinde meydana gelen bu faiz kararları sonrasında, döviz kurunda düşüşler, borsada da yükselişler görülmeye başladı. Türkiye’nin 5 yıllık kredi risk primi (CDS)’de bu süreçte 394 baz puan gerilemiş oldu.
Merkez Bankası tarafından 2023 yılının son faiz kararı da 21 Aralık tarihinde gerçekleştirilecek toplantı sonrasında saat 14:00’te kamuoyuna açıklanacak.
Merkez Bankası Para Politikası Kurulu, alınan kararlar ve sıkılaştırma kararlarının, birikmiş ve gecikmeli etkilerini de dikkate alarak, enflasyonu geriletecek, orta vadede ise yüzde 5 olarak belirlenen hedefe ulaştıracak, finansal ve parasal koşulları göz önünde bulundurarak kararlarını almaya devam edecek. Burada yapılan açıklamalar içerisinde en önemlisi de dezenflasyon hedefinin tesisi için gereken parasal sıkılık düzeyine ciddi oranda yaklaşıldığının açıklanmasıdır. Bu da sıkılaşma adımlarının kısa bir süre sonra tamamlanması olarak yorumlanmaktadır.
Halkarzhaber.com içerisinde yayınlanan bilgiler, yorumlar ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Sitede yer alan tüm içerikler kişisel görüşlere dayanmaktadır. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, mevduat kabul etmeyen bankalar, portföy yönetim şirketleri ile müşteri arasında imzalanacak sözleşme çerçevesinde sunulmaktadır.
Sitemizde bulunan bilgiler ve görüşler, sizin mali durumunuz, risk – getiri beklentileriniz ile uyuşmayabilir. Ayrıca burada yer alan bilgilere dayanarak, yatırım kararı verilmemelidir. Bu nedenle doğabilecek kayıp ve zararlardan, halkarzhaber.com sorumlu tutulamaz.
Haber bültenimize kayıt olun
Gelişmelerden anında haberdar olmak için haber bültenimize kaydolun ve en güncel haberleri kaçırmayın!
Verilerinizin korunmasını önemsiyoruz.
Gizlilik Politikamızı
okuyun.
İlgili Haberler
Türkiye’nin Kredi Notu Yükseldi
Yerel Seçimler Öncesi Borsada Dalgalanma Sürüyor
Dolar Kuru Yükselişini Sürdürüyor
TÜİK Şubat Ayı Enflasyon Rakamlarını Açıkladı
Türkiye İhracatının Deprem Bölgelerindeki Direnişi Dikkat Çekti
Mehmet Şimşek ve Janet Yellen Arasındaki Görüşme Tartışma Yarattı
Yorumunu Yaz